Kıssadan Hisse İbretlik Yazı Biz çocukken hatıra defterlerimiz vardı. Bir de kalbimiz kadar temiz bir sayfa ayırdığımız için teşekkür eden arkadaşlarımız. Sahi şimdi neredeler onlar? Maalesef o çocuklar seksenli yıllarda kaldı. Günümüzde o çocuklar büyüdü ve şimdi hepsi hayatla mücadele ediyor. Bazıları ay sonunu nasıl getireceğini düşünüyor, bazıları ileride çocuğuna bir ev bırakabilme ümidiyle çektiği krediyi ödeyebilme derdinde. Bazıları bugün de iş bulamamış, bazıları yüzde üç zam çok az diyor. Bazıları mazota yapılan yüksek zammı eleştiriyor, bazıları çocuğuna bisiklet alabilmeyi planlıyor. Oysa ki ne güzeldi o yıllar. Her şeyden önce çocuktuk. Derdimiz yoktu, tasamız yoktu, yarınımızı düşünmüyor, endişe etmiyorduk. Sosyal medyada zengin çocuklarının paylaştığı yemek fotoğraflarını görmek zorunda kalmıyor, annemizin ekmeğimize sürdüğü salça bizi mutlu etmeye yetiyordu. Bayram için babamızın alabildiği yeni elbiseler ve ayakkabılar ile uyumaya çalışıyor, bayram sabahını...
Bir Torba Şeker Bundan 30 yıl kadar önce, Gaziantep’te helvacılık yapan Ökkeş usta iflas eder. Elinde a vucunda ne varsa yitirir. Alacaklarını tahsil edemez, işçilerini çıkarır, iş yerini kapatmak zorunda kalır. Ama bir yerlerden de tekrar başlaması gerekmektedir. Helvacı Ökkeş ustanın cebinde beş parası yoktur. Kalkar, hiç tanımadığı toptan şeker satan bir dükkâna gider. Kendisini tanıtır, helvacılık yaptığını, iflas ettiğini anlatır. Parasının olmadığını, iş yerinin tekrar üretime geçebilmesi için acil bir torba şekere ihtiyaç duyduğunu, ancak şeker parasını helvayı yapıp sattıktan sonra ödeyebileceğini söyler. Şeker satıcısı Bahaddin usta, Ökkeş ustayı dikkatlice dinler, yerinden kalkar, yanında çalışanını çağırır: Oğlum, bir at arabası çağır, 20 torba şeker yükleyin, Ökkeş ustamın dükkanına indirin der. Şekerci Bahattin usta küçük bir kağıda da isim, adres belirtmeden, sadece ”20 torba şeker” yazar, kâğıdı Ökkeş ustaya uzatır, ardından da ”Ökkeş usta, sıkma canını! S...