Haram Kazanılan Bir Lokmanın Hesabı Hazret-i Ebu Bekir’ in “radıyallahü teâlâ anh”, bir hizmetçisi vardı ki, mutfak masraflarını o görüyordu Halifenin. Bazen de kendi parasından harcar, sonra hesaplaşırlardı. Hazret-i Ebu Bekir bunu bildiği için her yemeye başlarken sorardı: - Bu yemeğin parasını nereden temin ettin? Helalden olduğunu öğrenip, gönül rahatlığıyla yerdi o yemeği. Bir akşam eve yorgun gelmişti. Hizmetçisi yemeğini getirdi önüne. O da bir şey sormadan başladı yemeye. Henüz bir lokma yemişti ki, hizmetçi manalı manalı baktı Halifeye. Hazret-i Ebu Bekir meraklandı: - Niye öyle bakıyorsun? - Bugün bir şey sormadınız da efendim. - Ha, evet haklısın. Çok acıkmıştım da. Söyle bakalım nereden temin ettin bu yemeğin parasını? - Birinden alacağım vardı efendim, onu tahsil ettim. - Ne alacağıydı bu? - Cahiliye devrinden kalan bir alacak efendim. - Cahiliye devrinden mi dedin? - Evet efendim, o zamanlar günah olduğunu bilmediğim için belli para karşılığında d...
Bir Torba Şeker Bundan 30 yıl kadar önce, Gaziantep’te helvacılık yapan Ökkeş usta iflas eder. Elinde a vucunda ne varsa yitirir. Alacaklarını tahsil edemez, işçilerini çıkarır, iş yerini kapatmak zorunda kalır. Ama bir yerlerden de tekrar başlaması gerekmektedir. Helvacı Ökkeş ustanın cebinde beş parası yoktur. Kalkar, hiç tanımadığı toptan şeker satan bir dükkâna gider. Kendisini tanıtır, helvacılık yaptığını, iflas ettiğini anlatır. Parasının olmadığını, iş yerinin tekrar üretime geçebilmesi için acil bir torba şekere ihtiyaç duyduğunu, ancak şeker parasını helvayı yapıp sattıktan sonra ödeyebileceğini söyler. Şeker satıcısı Bahaddin usta, Ökkeş ustayı dikkatlice dinler, yerinden kalkar, yanında çalışanını çağırır: Oğlum, bir at arabası çağır, 20 torba şeker yükleyin, Ökkeş ustamın dükkanına indirin der. Şekerci Bahattin usta küçük bir kağıda da isim, adres belirtmeden, sadece ”20 torba şeker” yazar, kâğıdı Ökkeş ustaya uzatır, ardından da ”Ökkeş usta, sıkma canını! S...